Bir Kanaldan Daha Fazlası: Süveyş Kanalı
Dünya ticaretinin iki can damarı Baharat Yolu ve İpek Yolu’dur. Bu iki ticaret yolu bilindiği gibi kara yolu ile Asya’yı Ortadoğu’ya ve bu bölgeleri şu an hali hazırda yaşadığımız ülkemiz Türkiye’nin üzerinden geçerek Avrupa’ya bağlıyordu. Ama zamanla deniz ulaşımının gelişmesi ve coğrafi keşifler insanlığı yeni ticaret yollarını araştırmaya itti. İngilizlerin zamanla sömürgeleştirdiği Asya ülkelerinde üretilen mallara ulaşması için Ümit Burnu’nu kullanarak deniz ulaşımı sağlamak oldukça zordu. Ve akıllara Kızıldeniz’i Akdeniz’e bağlama fikri yeniden hayata geçirildi. İşte bu projenin adı da Süveyş Kanalı olarak tarihe geçti. Geçtiğimiz mart ayında tüm dünyayı kilitleyen bir ticaret yolu.
Süveyş Kanalı’nın İlk İnşası
Mısırın eski yöneticileri Firavunlar, Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlama düşüncesini İlk Çağlarda ortaya attılar. Mısırın hâkimi Firavun II. Ramses zamanında açılan kanal, zamanın teknikleri ile çok verimli olmadı, zamanla kumla doldu ve kullanılamaz hale geldi. Firavunlar döneminde açılan kanalın ana güzergâhı Romalılar ve İslamiyet hâkimiyeti dönemlerinde de çeşitli tarihlerde tamir ettirilerek kullanıldı. İslam Halifesi Hz. Ömer’in emriyle Mısır valisi Amr bin Âs kanalı tamir ettirdi ve bu kanal 8. yüzyıla kadar kullanıldı.
Osmanlı Devleti Döneminde Süveyş Kanalı
16. Yüzyılda Portekizliler Hint Okyanusu’na geçerek Baharat Yolu’nu kontrol altına alıp Osmanlı’nın doğudaki topraklarını tehdit etmeye başladılar. Bu tehlike karşısında Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ve Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayacak bir kanal açma konusunda girişimde bulundular. Fakat bu girişimler çeşitli sebeplerden dolayı başarıya ulaşamadı.
Süveyş Kanalı’nın inşasına Osmanlı Devleti’nin Mısır Valisi Said Paşa zamanında bir Fransız şirketi tarafından başlandı. Kanal, Mısır valisi İsmail Paşa zamanında 1869 yılında tamamlandı. Süveyş Kanalı’nın açılışına karşı olan İngiltere, 1882’de Mısır’ı işgal ederek Kanal’ın kontrolünü ele geçirdi, Mısır ise 1914’e kadar Osmanlı’ya olan bağlılığını sürdürdü. Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı sırasında Süveyş Kanalı’nı geri alabilmek amacıyla 1. ve 2. kanal harekâtlarını düzenledi. Fakat bu harekâtlar başarısızlıkla sonuçlandı.
Kanalın dünya ticareti üzerindeki önemi sömürge devletlerinin iştahını kabartıyordu. Buna en büyük örnek Napolyon’dur. Napolyon Mısır’ı işgal etmesinden sonra Süveyş Kanalı’nın açılmasını istemiş ancak görevlendirdiği mühendisler hesap hatası yaparak Kızıldeniz’in Akdeniz’den 10 metre yüksek olduğu ve bunun soruna yol açacağı söylenmiştir. Yapılan hesap hatası Napolyon’u bu projeden vaz geçirmiştir.
Süveyş Kanalı’nın Özellikleri
Sina Yarımadası’nın batısında yer alan Süveyş Kanalı, 193,3 kilometre uzunluğunda ve en dar yerinin genişliği ise 313 metredir. Kanal, Ümit Burnu çevresinden dolaşmaya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılmasını sağlar. Dünyanın en önemli suyolları arasında yer alır.
Dünyada kapakları olmayan yani eklüzsüz en uzun kanaldır. Diğer kanallarla karşılaştırıldığında kaza oranı hemen hemen sıfırdır. Gece ve gündüz geçiş yapılabilir. Geçtiğimiz Mart ayı içerisinde ise Evergiven firmasına ait Evergreen gemisi ile tamamen tıkanmıştır. Bu kaza tahminlere göre dünya ticaretini 50 Milyar dolar zarara uğratmıştır. Son günlerde yapılan açıklamalara göre kanalın genişletilmesine karar verilmiştir.