Yurt Dışında ve Ülkemizde İnşaat Sektörünün Önemi
Ülkelerin cari açıklarını kapatabilmek ve aynı zamanda da ödemeler dengesini kurabilmeleri için kullandıkları en önemli kaynak ihracat gelirleridir. Direkt ürün ihracatının yanı sıra işçi dövizleri, turizm ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinden elde edilmiş olan gelirler, ülke ekonomisinin rahatlamasını sağlamaktadır. İnşaat sektörü, yapısından dolayı hem ürün hem de hizmet tabanlı olduğundan ekonomiye çift yönlü bir şekilde girdi sağlar. İnşaat sektörünün yatırım maliyeti diğer sektörlere oranla daha düşüktür. Aynı zamanda yatırımların geri dönüş zamanı da kısadır. İşçi dövizleri, teknoloji transferi, makine parkı, yeni iş olanakları, marka yaratma ve siyasi güç açısından ülkeye faydası oldukça fazladır. İşçilik ve bunun dışındaki projelendirme maliyetlerinin toplam maliyet içindeki payı oldukça azdır.
Dünya ekonomisinde lokomotif olarak adlandırılan inşaat sektörünün vazgeçilmezlerinden biri de yurt dışı müteahhitlik hizmetleridir. Yapılan anlaşma ve bunlar sonucunda kurulan yakın ilişkiler sonucunda uluslararası finans kurumlarının uluslararası inşaat projeleri için kaynak aktarması sağlanmıştır. Uluslararası projelerin hayata geçirilmesi ile enerji, altyapı ve diğer yatırım projeleri de zamanla hızlanmıştır.
Dış Müteahhitlik Hizmetleri
Dış müteahhitlik hizmetlerinin ulusal ekonomi açısından sağladığı katkılar oldukça fazladır. Fakat sektör, devlet tarafından organize bir şekilde yönlendirilerek korunmalıdır. Eğer bu gerçekleştirilmezse gelişmiş ülkelerin inşaat firmaları ile olan rekabet azalır.
Her ülkenin öncelikle kendi içerisinde inşaat sektörünü geliştirmesi gerekmektedir. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte bu teknolojiyi kendi bünyesine empoze ederek iç gelişimini sağlaması, yurt dışına açılması açısından da önem arz eder.
Türkiye’deki İnşaat Sektörü
Ülkemizde Cumhuriyet Dönemi’nde başlamış olan kalkınma hareketleri sırasında inşa edilen bütün yapılar; Almanya, Fransa ve İngiltere gibi sanayi devrimini tamamen tamamlamış olan ülkeler tarafından yapılmıştır. Yurt dışından gelen müteahhit firmaları inşa edilmesi gereken yapıları ortaya çıkarmıştır. O dönemlerde hemen hemen hiçbir Türk vatandaşının inşaat sektörü ile ilgili olmaması bu işlerin daha fazla azınlıklar tarafından yapılmasına sebep olmuştur. Sonralarda da bu azınlıkların iş sahasının dar olması sebebiyle ülkeden göçü yaşanmıştır.
Görüldüğü üzere ülkenin kendi bünyesinde gerekeni yaparak belli bir düzeni oturtması her konuda olduğu gibi inşaat sektöründe de oldukça önemlidir. Bir ülkenin kalkınması ve diğer ülkelerde kendi benliğini vurgulaması için geliştirmesi gereken sektörlerin başında inşaat sektörü gelmektedir.
Gün geçtikçe gelişen ve değişen teknolojiye ayak uydurarak gerçekleştirilen adaptasyonlar hem ülke bünyesine hem de yurt dışı ile olan bağlantıları güçlendirmek için büyük fayda sağlayacaktır.